dikmek ne demek?

  1. Bir cismi dik olarak durdurmak.
  2. Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek

    Boş toprağa bir koru dikseniz otuz yılda gölge verir.

    F. R. Atay
  3. Bardak, kadeh, testi vb. kapların içindekini bir çırpıda, bir solukta içmek

    Doldurmasıyla kadehini dikmesi, gözünü kırpmadan tek yudumda devirmesi bir oluyor.

    A. İlhan
  4. Beklemek için birini bir şeyin başına getirmek.
  5. Top, taş vb.ni dikine havaya atmak.
  6. Yapı kurmak, inşa etmek.
  7. Top vb.ni oyun alanında belirli bir yere koymak.
  8. Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak.
  9. (en)Rest.
  10. (en)Plant, lay down, prick, bed, bed out.
  11. (en)Rivet, rest on, fix.
  12. (en)Post.
  13. (en)Suture.
  14. (en)Sew up.
  15. (en)Stitch up.
  16. (en)Needle.
  17. (en)Tailor.
  18. (en)Seam.
  19. (en)Plant.
  20. (en)Erect.
  21. (en)Cock.
  22. (en)Construct.
  23. (en)Crop.
  24. (en)Engraft.
  25. (en)Ingraft.
  26. (en)Perk.
  27. (en)Perk up.
  28. (en)Prick up.
  29. (en)Raise.
  30. (en)Rear.
  31. (en)Seam together.
  32. (en)Seam up.
  33. (en)Set out.
  34. (en)Set up.
  35. (en)Put stitches in.
  36. (en)Upend.
  37. (en)Station.
  38. (en)Stitch.
  39. (en)To sew.
  40. (en)To stitch.
  41. (en)To plant.
  42. (en)To set up.
  43. (en)To erect.
  44. (en)To raise.
  45. (en)To stare.
  46. (en)To prick up.
  47. (en)To cock.
  48. (en)To drink off.
  49. (en)To drain.
  50. (en)To down.
  51. (en)To drink in one swing.
  52. (en)To station.
  53. (en)To build.
  54. (en)To put up.
  55. (en)To set down for play.
  56. (en)To tailor.
  57. (en)To seam.
  58. (en)To quilt.
  59. (en)To upend.
  60. (en)To construct.
  61. (en)To fix.
  62. (en)To mount.
  63. (en)To root.
  64. (en)To set.
  65. (en)To step.
  66. (en)To pin.

dikme

  1. Dikmek işi.
  2. Ahşap yapılarda pencere ve kapı yanlarına dikilen direklerden her biri.
  3. Bir evde aileyi sürdürecek olan tek çocuk
  4. Ağaç, direk.
  5. Fidan, yeni dikilmiş fidan.
  6. Yük kaldırmakta kullanılan bir direkli maçuna.
  7. Dikey olan doğru veya düzlem, amut.
  8. Bir noktadan bir çizgiye ya da bir yüzeye dik açı altında inen doğru.
  9. Bir noktadan bir çizgiye ya da bir yüzeye dik açı altında inen doğru.
  10. Yüksek atlamalarda, aşılması gereken çıtayı taşıyan ayakların konduğu direklerden her biri.

dikme boru

  1. (en)Standpipe

Türetilmiş Kelimeler (bis)

dikmedikme borudikme ile yük yerleştirmekdikme tabletdikme tarihidikdik açıdik açılıdik alasıdik ark iz
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın