görüşmek üzere ne demek?
- Au revoir, let's meet again.
görüşmek istiyor
- Wants to meet
görüşmek
- Buluşup konuşmak, konuşup sohbet etmek.
- Dostluk, ahbaplık etmek.
- Bir iş, bir konu üzerinde karşılıklı görüş ileri sürmek, müzakere etmek.
- Parley.
- Powwow.
- Reason.
- Get into touch.
- Keep in touch.
- Debate.
- Reach.
üzere
- Amacıyla
- Şartıyla.
- Neredeyse
- Gibi, bu yolda, bu biçimde.
- On the verge of.
- About to.
- On the brink of.
- On the point of.
- On condition of.
- According to.