fresh fish ne demek?
- Taze balık
taze
- Bozulmamış, bayatlamamış olan
- Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
- Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
- Yeni, zamanı geçmemiş
- Genç kadın
- körpe, genç
- Yeni, körpe, genç.
- Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış.
- Fresh.
- Green.
fresh fig
- Bardacık
fresh feed
- Taze yem
fish
- Balığa çıkmak
- Çekip çıkarmak
- Bulup çıkarmak
- Balık
- Balık tutmak, balık avlamak
- Denizden çıkarmak
- Tahta veya demir parçası ile takviye etmek, seren berkitmek
- Araştırmak
- For ile aramak, ağız aramak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
fresh figfresh feedfresh fodderfresh foodfresh fruitfresh airfresh air friendfresh air make upfresh and cripsfresh beanfreshfresh breadfresh breezefresh butterfresh eggfrescofresco paintingfrescoedfrescoerfrescoistfishfish anatomyfish and chipsfish aroundfish ballfish bonefish breedingfish cage culturefish cakefish catchingfis uyumlufisagoriyefisalfisaliformfisaliforöz