fırsat kaçırmak ne demek?
Lose a good opportunity.
fırsat
- Uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile
- (Bak: Fursat)
Opportunity.
Chance.
Occasion.
Opening.
Break.
Facility.
Show.
Turn.
fırsat beklemek
- En uygun şartı, durumu veya zamanı kollamak.
Wait one's oppurtunity.
kaçırmak
- Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak
- Bir işi belirlenen zamanda yapamamak.
- Zor kullanarak yanında götürmek.
- Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek.
- Yararlanamamak.
- Gitmek, kaçmak zorunda bırakmak.
- Çalmak, kimsenin haberi olmadan götürmek, aşırmak.
- Yasal olmayan yoldan bir ülkeye mal sokmak veya çıkarmak.
Let escape.
Miss.