fırsat bulmak ne demek?
- Uygun, elverişli zaman bulmak.
Ben ve ablanız fırsat buldukça size serbest ders vermeye geleceğiz.
N. F. Kısakürek - Seize an opportunity, take an opportunity.
fırsat buldukça
- On occasion, at odd moments, at odd times.
fırsat bu fırsat
- Yararlanılacak en uygun zaman.
bulmak
- Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak
- Bir şeyi elde etmek.
- Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek.
- Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek
- İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek.
- İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak
- Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak
- Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak
- Invent.
- Discover.