eziyet vermek ne demek?
- Zahmet çektirmek.
Gnaw.
zahmet
- Sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet, meşakkat
Bother.
Exertion.
Grueling.
Gruelling.
Inconvenience.
Onerousness.
Pain.
Painstaking.
Punishment.
eziyet çekmek
- Zahmet ve sıkıntıya uğramak.
To suffer pain.
eziyet çektiren
Persecutor.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
Bring.