etrafa yaymak ne demek?
- Bruit.
etrafa saldırmak
- Run amuck, run amok, lash about, lash out.
etraf
- Yanlar, taraflar
- Çevre, dolay
- Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu kimseler, yakınlar, muhit
- Kanat, kol ya da bacaklar.
- (Taraf. C.) Taraflar, yanlar, canibler, yönler, uçlar, kıyılar.
- Limb.
- Enviroment.
- Surroundings.
- Adjacencies.
- Vicinity.
yaymak
- Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek
- Birçok kimseye duyurmak
- Çevreye dağılmasına sebep olmak.
- Sınırı genişletmek.
- Koyun, inek vb.ni otlatmak.
- Dağınık ve düzensiz bir biçimde saçmak, dağıtmak.
- Emit.
- Broadcast.
- Circulate.
- Convey.