ensesi kalın ne demek?

  1. Güçlü, istediğini yapabilen, sözü geçer (kimse).
  2. Varlıklı, zengin.
  3. (en)Rich.
  4. (en)Influential.

ensesinde boza pişirmek

  1. Birini çok üzmek, tedirgin etmek.
  2. 1) ısıtmak, kızgın duruma getirmek: “Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş, vücutlarının teri mintanlarının üstüne çıkmıştı.” -H. Taner. 2) birini çok üzmek, tedirgin etmek: “İhtiyarlık kepaze şey... Şimdi çocuk evde ensemde boza pişiriyor.” -R. N. Güntekin. 3) birini bir işi yapıp bitirmesi için sürekli sıkıştırmak.
  3. (en)To keep a tight rein on.

ensesine binmek

  1. Birine bir işi yaptırmak için sürekli baskı altında bulundurmak.

kalın

  1. Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı
  2. Enli ve gür
  3. Düzlem biçimindeki şeylerde, iki yüz arasındaki uzaklık kendi cinsindekilere göre çok olan.
  4. Yoğun, akıcılığı az olan.
  5. Etli, dolgun
  6. Pes (ses)
  7. Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık
  8. Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü.
  9. Cihâz (bk. çeyiz, donatım).
  10. (en)Thick.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ensesinde boza pişirmekensesine binmekensesine yapışmakensestensest sonucu doğanenseense ak zarıense bağıense bağlamaense çukuruensens a seens categoryens kategoriens realissimumkalınkalın açınıkkalın altı çizilikalın bacaklı kuşkalın bacaklıgillerkalın bağırsağa ilaç taşıyan sistemkalın bağırsağın kolon bölümükalın bağırsakkalın bağırsak ile ilgilikalın baskalıkalıbkalıba basmakkalıba dökmekalıba dökmek
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın