eline düşmek ne demek?
- 1) egemenliği, buyruğu altına girmek: Kale düşman eline düştü. 2) yakalanmak: Haydutların eline düştü. 3) birine muhtaç olmak: Elbet bir gün elime düşersin. 4) rastlamak, tesadüf etmek: Çocuk iyi bir öğretmenin eline düştü.
eline doğmak
- Yaşlı bir kimse, birini, çocukluğundan beri çok yakından tanımak.
eline ağır
- Elinden çabuk iş çıkmayan (kimse).
düşmek
- Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
- Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
- Yere devrilmek, yere serilmek.
- Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak.
- Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak.
- Yağmak.
- Vurmak, değmek, rastlamak
- Vakti gelmeden ölü doğmak.
- Sâkıt olmak, sukut etmek.
- Arkasından gitmek, peşini bırakmamak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
eline doğmakeline ağıreline almakeline ayağına çabukeline ayağına kapanmakeline ayağına üşenmemekeline bakmadan potu iki katına çıkarmakeline bakmakeline çabukeline çabuk olmakelin ağzı torba değil ki büzesinelin tersielin tersiyle yapılanelin yetişebileceği uzaklıktaelinde avucunda nesi varsadüşmekdüşmek sukut etmekdüşmek üzere olmakdüşmedüşme alçalmadüşme dengesidüşme eğilimi olandüşme hastalığıdüşmandüşman ağzıdüşman başınadüşman çatlatmakdüşman düşmana gazel okumazdüşdüş azmasıdüş bakısıdüş çalışmasıdüş eylemek