elden çıkarmak ne demek?
- Bir şeyin sahipliğini başkasına geçirmek, satmak
Eskilerden bir kısmını yok pahasına elden çıkarmak gerekecek.
Haldun Taner - Yitirmek
Sanki o, kaçırdığım, elden çıkardığım bir fırsattı.
Necip Fazıl Kısakürek - Sell out, sell off.
elden çıkarma
- Bir firmanın finansal veya sosyal hedefleri doğrultusunda bir ya da daha fazla etkinlik biriminin kapatılması ya da varlıklarının bir kısmının satılması.
- Divestment, divestiture.
- Disposal.
elden çıkarma bedeli
- Disposal consideration
çıkarmak
- Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak
- Sonunu getirmek.
- Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek.
- Bulmak, ortaya koymak.
- Hatırlamak
- Döküntülü hastalığa tutulmak.
- Çok hoşlanmak
- Öfke, hırs, acı vb.nin zararını çektirmek.
- Belch.
- Dislocate.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
elden çıkarmaelden çıkarma bedelielden çıkarma değerielden çıkarma kazancıelden çıkarma maliyetlerielden çıkarılacak birikimlerelden çıkarılacak stoklarelden çıkarılamazelden çıkarılamaz mülkeldenelden ağza yaşamakelden almakelden ayaktan düşmekelden bağışlamaelden bırakılmayacak kadar ilginçelden bırakmamakeldeelde aşımelde avuçta kalmamakelde birelde bulunan beyde bulunmazçıkarmakçıkarmaçıkarma birliğiçıkarma eğiliminde olançıkarma gemisiçıkarma harekatıçıkarçıkar budakçıkar çevreleriçıkar grubuçıkar hesabıçıkacakçıkacak olançıkaççıkagelmeçıkagelmek