doyma derecesi ne demek?
- Degree of saturation
degree
- Unvan, rütbe
- Karşılaştırmalı üstünlük derecesi
- Derece, mertebe
- Paye
- Tabaka, sınıf
- Mevki, seviye
- Lisans, diploma
doyma durumu
- Bk. doyum noktası
doyma
- Doymak işi.
- Yeğinliği gittikçe artırılan bir manyetik alanın içindeki bir çelik çubuğun alabileceği en çok manyetizmayı almış olması.
- Bir gazın, belli bir sıcaklıkta o sıcaklığa özgü olan en büyük basınç altında bulunması.
- Bir sıvının içinde belli bir cisimden eriyebilecek en çok miktarın erimiş bulunması, işba.
- Bir renkser rengin, en yakın renksemez renkten uzaklığını, başka bir deyişle, griden ayrımını belirten özellik; bir rengin anlık derecesi.
- Bir çözücü içinde bir özdeğin bütünüyle ya da en çok oranda çözünmesi.
- Bir molekülde kimyasal bağ yapabilecek tüm elektronların bağlı bulunmaları.
- Bir asit ya da bazın tümüyle yansızlaştırılması.
- Hayvanların yem tüketiminden sonra yeme isteğinin sona ermesi olayı.
- Doygunluk.
derece
- Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
- Denli, kadar
- Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri.
- Sıcaklıkölçer.
- Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim.
- Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi.
- Başarı gösterme.
- Sıcaklık ölçeği birimi, suyun donma noktasını 0, kaynama noktasına 100 sayarak düzenlenen bölmelerin her biri.
- Açı birimi; bir çemberin çevresi 360 eşit parçaya bölünürse bir parçayı özekten gören açı.
- Bir denklemdeki terimlerin en yüksek üstlüsünün üst sayısı.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
doyma durumudoymadoyma akımıdoyma gerilimidoyma noktasıdoymakdoymak bilmezdoymak bilmez iştahdoymamakdoymamışdoya doyadoya doya bakmakdoya doya eğlenmedoya doya seyretmekdoya doya yapmakderecesini düşürmekderecesizderecederece almakderece derecederece derece artanderece derece değişenderecatderecatı kurbiyederecatı şemsiyederedere alabalığıdere alabaligidere bülbülüdere dam deresi