doyma ne demek?
- Doymak işi.
- Yeğinliği gittikçe artırılan bir manyetik alanın içindeki bir çelik çubuğun alabileceği en çok manyetizmayı almış olması.
- Bir gazın, belli bir sıcaklıkta o sıcaklığa özgü olan en büyük basınç altında bulunması.
- Bir sıvının içinde belli bir cisimden eriyebilecek en çok miktarın erimiş bulunması, işba.
- Bir renkser rengin, en yakın renksemez renkten uzaklığını, başka bir deyişle, griden ayrımını belirten özellik; bir rengin anlık derecesi.
- Bir çözücü içinde bir özdeğin bütünüyle ya da en çok oranda çözünmesi.
- Bir molekülde kimyasal bağ yapabilecek tüm elektronların bağlı bulunmaları.
- Bir asit ya da bazın tümüyle yansızlaştırılması.
- Hayvanların yem tüketiminden sonra yeme isteğinin sona ermesi olayı.
- Doygunluk.
Satiation, satiety.
Satiation.
Saturation.
Satiety.
Sättigung, Farbsättigung
Saturation
doymak
- İsteği kalmayıncaya kadar yemek, açlığı kalmamak
- Bir gereksinimini yeteri kadar karşılamak.
- Yeter bulmak, kanmak, tatmin olmak.
Be sated with.
To eat one's fill.
To be full.
To be satisfied.
To be saturated.
To be full up.
To be saturated with.
doyma akımı
- Bir aygıttaki yeni bir gerilim artışının akımı yükseltmediği andaki akım değeri.
Saturation current.
Courant de saturation
doyma derecesi
Degree of saturation