doğurmak üzere olan ne demek?
- Parturient.
doğurmak
- Yavru dünyaya getirmek, doğum yapmak
- Ortaya çıkmasına yol açmak, sebep olmak
- Give birth.
- Bear.
- Have a baby.
- Breed.
- Cause.
- Engender.
- Foal.
- Generate.
doğurma
- Doğurmak işi.
- Kimi ışınetkin özdeklerin zincir tepkimeleri sonunda, kendilerinden daha çok bölünür özdekler üretmeleri.
- Doğumun gerçekleşmesi.
- Parturition, give birth.
- Bearing.
- Birth.
- Labour.
- Childbirth.
- Parturition.
- Breeding.
üzere
- Amacıyla
- Şartıyla.
- Neredeyse
- Gibi, bu yolda, bu biçimde.
- On the verge of.
- About to.
- On the brink of.
- On the point of.
- On condition of.
- According to.
olan
- Olmak eyleminin şimdiki zaman ortacı.
- Pron. one.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
doğurmakdoğurmadoğurma halinde olmakdoğurmamakdoğurdoğurandoğuran avrat azraili yenmişdoğuran çekirdekdoğuran dişidoğudoğu afrika işbirliğidoğu afrika kalkınma bankasıdoğu afrika topluluğuDoğu Afrika tripanosomozisiüzereüzeriüzeri kapli filamanüzeri kapli katotüzeri pul pul olanüzenüzen kişiüzen şeyüzengiüzengi demiriüzani