doğaçlama sineması ne demek?
- Çevirimden önce herhangi bir hazırlık, sınama yapılmaksızın, herhangi bir senaryoya bağlanmaksızın, oyuncuların içlerinden geldiği gibi oynamalarına dayanan tutum
- Bu tutuma göre gerçekleştirilen sinema yapıtının niteliği.
- Improvised cinema.
- Unvorbereitet Kino
- Cinéma improvisé
doğaçlama
- O anda, birdenbire, içine doğduğu gibi.
- Tuluat.
- Doğaçlamak işi.
- Müzisyenin, arka planda devam eden ses bütünlüğüyle uyumlu olarak o an hissettiği notaları içine doğduğu gibi seslendirmesi.
- Impromptu.
- Ad-lib.
- Jumped-up.
- Happening.
- Off-hands.
- Extempore.
doğaçlama caz dinletisi
- Jam session.
sinema
- Hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi.
- Film göstermeye yarayan özel bir makineyle görüntülerin beyaz perdeye yansıtıldığı salon veya yapı
- Güzel sanatların dalı olarak yansıtılmaya uygun olan filmleri gerçekleştirme ve yaratma sanatı, beyaz perde
- İzleyicilerin filmleri topluca görebilmeleri için özel olarak yapılmış yapı
- Herhangi bir devinimi, düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini saptama, sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde görüntülük üzerine yansıtarak devinimi yeniden oluşturma işi
- Bir ülkedesinemayı oluşturmak üzere gerekli kuruluşların tümü,sinema işleyimi (bk.sinema işleyimi)
- Güzel sanatların bir dalı olaraksinema sanatı (bk.sinema sanatı). 5.sinemayı oluşturmak için yapılan çalışmaların tümü,sinemacılık (bk.sinemacılık)
- Bir ülkenin kendine özgü nitelikler taşıyan ulusalsineması. ("Sinema",sinematograf sözcüğünün kısaltmasıdır).
- Cinema.
- Movie theater.