doğaçlama ne demek?
- O anda, birdenbire, içine doğduğu gibi.
- Tuluat.
- Doğaçlamak işi.
- Müzisyenin, arka planda devam eden ses bütünlüğüyle uyumlu olarak o an hissettiği notaları içine doğduğu gibi seslendirmesi.
- Impromptu.
- Ad-lib.
- Jumped-up.
- Happening.
- Off-hands.
- Extempore.
- Improvisation.
doğaçlama caz dinletisi
- Jam session.
doğaçlama çalmak
- [doğaçlamadan çalmak] vamp.
- Jam.