sinema ne demek?
- Hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi.
- Film göstermeye yarayan özel bir makineyle görüntülerin beyaz perdeye yansıtıldığı salon veya yapı
Bir haber bırakıp mahallenin sinemasına girdi.
S. F. Abasıyanık - Güzel sanatların dalı olarak yansıtılmaya uygun olan filmleri gerçekleştirme ve yaratma sanatı, beyaz perde
Sinemanın zevkimizi dışarıdan idare ettiği devirde yaşıyoruz.
H. A. Yücel - İzleyicilerin filmleri topluca görebilmeleri için özel olarak yapılmış yapı
- Herhangi bir devinimi, düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini saptama, sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde görüntülük üzerine yansıtarak devinimi yeniden oluşturma işi
- Bir ülkedesinemayı oluşturmak üzere gerekli kuruluşların tümü,sinema işleyimi (bk.sinema işleyimi)
- Güzel sanatların bir dalı olaraksinema sanatı (bk.sinema sanatı). 5.sinemayı oluşturmak için yapılan çalışmaların tümü,sinemacılık (bk.sinemacılık)
- Bir ülkenin kendine özgü nitelikler taşıyan ulusalsineması. ("Sinema",sinematograf sözcüğünün kısaltmasıdır).
Cinema.
Movie theater.
The movies.
Movies.
Picture palace.
Silver screen.
Picture theatre.
Pictures.
Movie house.
Cinematography.
Flicks.
Cine-.
Motion-picture theater.
Drive in.
Cinema theatre (house), cinema, (ABD) theater, motion picture theater, movie house (theater), picture house, pictures, movies, 2-6. cinematography), kinema(tography), (ABD) motion picture, moving pict.
Filmtheater(bau), Kino(bau), Lichtspielhaus, Lichtspieltheater, Schauspielhaus, 2-
Film, Kinematografie
Cinéma, salle (de cinéma), 2-
Cinéma(tographié)
sinema acentesi
- Bk. dağıtımcı
sinema adamı
- Bk. sinema sanatçısı