delalet ne demek?
- Kılavuzluk, aracılık
Hemşehrilerinden birinin delaletiyle, senet sahiplerinin her birini ayrı ayrı öğrendi.
E. E. Talu - İz, işaret.
- Bk. gösterme
- Delil olmak. Yol göstermek. Kılavuzluk. Doğru yolu bulmakta insanlara yardım etmek.
- Guidance.
- Mediation.
gösterme
- Göstermek işi.
- Teşhir, sergileme.
- A adının, ( ) yorumunda X nesnesinigösterme'si X nesnesinin a adının ( ) yorumundaki kaplamı olması demektir.
- Bk. gösterim
- Designation.
- Display.
- Exhibition.
- Presentation.
- Representation.
- Showing.
delalet etme
- Prefiguration.
delalet etmek
- Yol göstermek. Kılavuzluk etmek.
- Göstermek, anlatmak, demeye gelmek
- Belirtmek
- Bk. demeğe gelmek, demek olmak
- To act as a guide (for.
- To be a sign of.
- To indicate.
- To act as an intermediary (for.
- Bode.
- Denote.