defolup gitmek ne demek?
- Beat it, go away, pack, shove off, split.
defolu
- Defosu olan, bozuk, özürlü, kusurlu, ayıplı (kumaş, giysi, mal vb.).
- Having a flaw.
- Faulty.
defolu mal
- Waster, wastrel, reject, rejection.
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
- Take one's way.
- Go away.