defi bela kabilinden ne demek?
- Bir belayı savarcasına.
bir
- Sayıların ilki.
- Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı.
- Bu sayı kadar olan.
- Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı).
- Tek.
- Beraber.
- Eş, aynı, bir boyda.
- Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.
- Kuyu. (Osmanlıca'da yazılışı: bi'r)
- Yıldırım. Bulutdan buluta veya bulutdan yere elektrik boşanması.
defi
- Taraflardan birinin kendisine açılan davada borçtan kurtulmak için başvurduğu her türlü yol.
- Bk. savu
- savu (Yazılışı: def'i)
- Kızgın olan nesne.
- Plea.
- Vigorous repulsion.
- Defence.
- Exception.
- Incidental plea.
- Motion.
defi cu
- Açlığı gidermek. Birşey yemek. (Osmanlıca'da yazılışı: def-i cu')
bela
- İçinden çıkılması güç, sakıncalı durum.
- Büyük zarar ve sıkıntıya yol açan olay veya kimse
- Hak edilen ceza.
- Evet. (Nefiyden sonra isbat için söylenir.) Mesela: Kur'an-ı Kerim'de mezkur; Cenab-ı Hakkın ruhlara karşı, "Ben Azimüşşan sizin rabbiniz değil miyim?" diye sorduğunda, ruhlar $ Yani: "Evet sen bizim Rabbimizsin" dediler. (Bak: Bezm-i Elest)
- (c.: Belaya) Afet. Sıkıntı. Tasa, kaygı. Musibet. Mücazat. İmtihan. Dahiye. (Osmanlıca'da yazılışı: belâ)
- Hassle.
- Mess.
- Scourge.
- Scrape.
- Tartar.
kabilinden
- Gibi, türünden, çeşidinden
- Of the sort of.
- Something like.