çağırmak ne demek?
- Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemek, seslenmek
Beyaz gömlekli zurnacısını çağırarak sandalyeye çıkardı.
R. N. Güntekin - Herhangi birinin bir yere gelmesini istemek, davet etmek
- Binmek için bir araç istemek
Bir taksi çağırdım.
C. Uçuk - Yüksek sesle şarkı, türkü söylemek
Türküler çağırarak tahta siliyor.
Y. Z. Ortaç Invite.
Summon.
Invoke.
Cry out.
Call for.
Call in.
Shout to.
Sing.
Call away.
Hail.
Whistle up.
Have.
Page.
Term.
Evoke.
To call.
To summon.
To issue a call for.
To call in sb.
Accite.
Convoke.
Crowd out.
To be an invitation to buy.
Cite.
Call.
çağırma
- Çağırmak işi
Summons.
Calling.
Evocation.
Invitation.
Call.
çağırma devresi
Call circuit.