düzen ne demek?
- Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem
Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır.
R. N. Güntekin - Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması.
- Yerleştirme, tertip.
Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır.
R. N. Güntekin - Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim.
- Dolap, hile
Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak.
E. E. Talu - Müzik aletlerinde ses ayarı, akort.
- Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri.
Orta halli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var.
N. Meriç - Alet edevat takımı.
- Order.
- Regularity.
- Regulation.
- Formation.
- Arrangement.
- Coordination.
- Harmony.
- System.
- Orderliness.
- Array.
- Contexture.
- Convention.
- Cosmos.
- Disposal.
- Disposition.
- Get-up.
- Layout.
- Make-up.
- Method.
- Regime.
- Right.
- Scheme.
- Trim.
- Sequence.
- Setup.
- Trick.
- Trickery.
- Device.
- Installation.
- Organization.
- The social order.
- The system.
- Mechanism.
- Linkage.
- Set-up.
- Contrivance.
- Accord.
- Gadget.
- Gear.
- Plan.
- Plant.
- Train.
- Tree.
- Program (me.
- Tool.
- Machine.
düzen açıklaması
- Bir tiyatro eserinin metninde dekor, giysi vb. ile oyuncuların görünüşleri, davranışları üzerine yapılan açıklama.
- Yazarın, oyun betiğinde, yere, girişlere, çıkışlara, dekore, giysilere, donatımlıklara, müziğe, çeşitli etmenlere, kişilerin görünüşlerine ve davranışlarına ilişkin çoğu kez ayraç içinde yaptığı açıklama.
- Stage direction.
düzen akçesi
- Yeniçeri ocağına katılan acemi oğlanlara verilen para.