cüret edeyim deme ne demek?
Don't you dare to.
cüret
- Yüreklilik, ataklık, cesaret
- Düşüncesizce, saygıyı aşan davranış, cesaret.
- Yiğitlik, cesaret. Korkmayarak ileri atılmak. (Osmanlıca'da yazılışı: cür'et)
Front.
Boldness.
Daring.
Nerve.
Audacity.
Brass.
Chutzpa.
cüret etmek
- Ataklık etmek, yüreklilikle davranmak.
- Saygı sınırlarını aşarak davranmak.
To dare.
To venere.
To act insolently.
To have the face.
Venture.
deme
- "gerçek mi", "yok canım" gibi şaşma anlatır.
- Anlam.
- Halk edebiyatında şiir.
- Genellikle Alevi şairlerin tarikatlarıyla ilgili konuları işleyen şiirlerine, kendilerince verilen ad.
- Ağıt.
- Atasözü.
- Demek işi
- Ateş körüğü.
Give; present; deal; produce, yield; cause; perform; say; take; teach; lecture; start, begin; overlook; surrender.
Payment.