berbat halde olmak ne demek?
- Be a sight, look a sight.
berbat
- Kötü
- Bozuk
- Çirkin, beğenilmeyen
- Darmadağın, bakımsız, perişan, viran
- Infernal.
- Lousy.
- Nasty.
- Poisonous.
- Putrid.
- Ropy.
berbat biçimde
- Atrociously.
hal
- Bir şeyin içinde bulunduğu şartları veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet
- Davranış, tutum, tavır
- Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman
- Güç, kuvvet, takat.
- Kötü durum, sıkıntı, dert.
- Durum.
- Çözme, çözülme.
- Eritme.
- Karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma.
- Sebze, meyve, bakliyat vb.nin satıldığı yer.
olmak
- Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak
- Gerçekleşmek veya yapılmak.
- Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak
- Bir şeyi elde etmek, edinmek
- Bir durumdan başka bir duruma geçmek.
- Herhangi bir durumda bulunmak.
- Uygun düşmek, yerinde görülmek.
- Yetişmek, olgunlaşmak.
- Happen.
- Become.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
berbatberbat biçimdeberbat bir şekildeberbat bir şeyberbat etberbat etmekberbat hissetmekberbat işberbat olmakberbat olmuşberbadberbarberbberber mucib i talepber vechber vech i balaberahaldemanhalden anlamahalden anlamakhalden anlamayanhalden anlarhalden anlayanhalden anlayan adamhaldex kavramahaldhaldane effecthaldane etkisihaldarhalhal aykırılığıhal böyle ikenhal çekerliğihal değişikliği