hal ne demek?
- Bir şeyin içinde bulunduğu şartları veya taşıdığı niteliklerin bütünü, durum, vaziyet
Herkes hâline göre bir hediye verdi.
H. R. Gürpınar - Davranış, tutum, tavır
- Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman
- Güç, kuvvet, takat.
- Kötü durum, sıkıntı, dert.
- Durum.
- Çözme, çözülme.
- Eritme.
- Karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma.
- Sebze, meyve, bakliyat vb.nin satıldığı yer.
- Tahttan indirme.
- Bk. şimdiki zaman
- Bk. şimdiki zaman kipi
- Sebze, meyve, bakliyat vb. nin satıldığı pazar yeri.
- Nesnelerin kesin olarak tanımlanmış koşullardaki ortak niteliklerinin tümüne verilen ad. anlamdaş durum.
- Bk. duru
- Bir şeyin içinde bulunduğu şartların tümü.
- Bir sistemin ölçülebilen bütün özellikleri arasında kurulan ve o sistemin ayırt edici olarak belirlenmesini sağlayan nicelikler.
- Orbital, enerji seviyesi, nötral veya iyon halindeki atomlardaki bir elektronun durumları.
- Debbağların dibagat ettikleri derinin kazıntısı. (Osmanlıca'da yazılışı: hal' (hulâe))
- Küçük Hindistan cevizi.
- Durum, vaziyet. Görünüş. Tavır. Suret. Keyfiyet. (Osmanlıca'da yazılışı: hâl)
- Kaldırma. Kal' etme.
- Food market.
- An acronym for hardware abstraction layer, a Windows NT DLL that links specific computer hardware implementations with the Windows NT kernel Windows NT 4 0 includes HALs for 80x86, Alpha, MIPS, and PowerPC hardware platforms.
- Hardware Abstraction Layer Used to provide a generic interface to the hardware and 'hide' hardware-specific functions.
- Hardware Abstraction Layer An executive component in Windows NT and later operating systems that provides support that is specific to a particular hardware platform HAL provides support for the Kernel, I/O Manager, kernel-mode debuggers, and device drivers that are the lowest level The HAL exports routines that extract hardware details that are platform-specific about caches, I/O buses, and interrupts HAL provides an interface between the hardware of the platform and the operating system software.
- Hardware Adaptation Layer.
- Holland America Line.
- Circs.
- Condition.
- Situation.
- Status.
- Aspect.
- Demeanor.
- Demeanour.
- Estate.
- Event.
- Face.
- Fettle.
- Plight.
- Posture.
- Repair.
- Sight.
- Stand.
- Case.
- Footing.
- Occasion.
- Order.
- Position.
- Temper.
- Markethouse.
- State of affairs.
- Circumstances.
- Attitude.
- The present time.
- Strength.
- Energy.
- Covered wholesale food market.
- Affair.
- Bearing.
- Circumstance.
- Frame.
- Juncture.
- Market hall.
- Covered market.
- Mode.
- Occa.
- Hardware Abstraction Layer.
- Firmware which provides a semi-or fully standardized interface between an SOC and code designed to exercise the SOC This code forms a layer between the hardware and software, allowing any software which uses a HAL to be more easily ported to operate with a different SOC This may or may not include boot code.
- Hardware Abstraction Layer Windows NT Software layer linking hardware to the Windows NT kernel.
- NIII: voice; tune.
- Enables Windows NT to work with different types of hardware.
- State.
- Zustand
- État
şimdiki zaman
- Fiilin gösterdiği oluş ve kılışın içinde bulunulan zamanda yapıldığını ve süregelmekte olduğunu gösteren zaman. bk.şimdiki zaman kipi.
- Nonce.
- Times.
- The present continuous tense.
- Present.
- Present
hal aykırılığı
- Mantığın gerektirdiği halden başka bir isim halinin kullanılır olması: bıkmak, usanmak, gına gelmek fiillerinin -den halinde nesne almaları yanında doymak fiilinin -e hali istemesihal aykırılığı sayılabilir.
- Antiptose
hal böyle iken
- Böyle olduğu halde, buna rağmen.
- Dessenungeachtet.