berabere bırakmak ne demek?
- Tie up.
tie
- Bağlamak.
- Bağlamak, düğümlemek, evlendirmek, sınırlamak, berabere kalmak, eşit oy almak
- In with: ile ilişkisi olmak
- Bağ, düğüm
- Kravat, boyun bağı
- Berabere kalmak.
- Rabıta, bağlantı, kayıt
- Kravat, boyunbağı. Bağ, bir şeyi başka bir şeye tutturmak için kullanılan nesne. Bağ, bağlantı
- Fiyonga
- Bir binanın kısımlarını tutan lata veya demir kuşak
berabere
- Aynı oyun içinde her iki tarafın oyuncularının eşit sayı almaları.
- Scoreless.
- Quits.
- Deuce.
- Drawn.
- Draw.
berabere biten
- Drawn.
bırakmak
- Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak.
- Koymak
- Bir işi başka bir zamana ertelemek.
- Unutmak.
- Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek.
- Saklamak, artırmak.
- Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek
- Engel olmamak
- Break oneself of a habit.
- Leave.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
berabereberabere bitenberabere biten maçberabere biten oyunberabere biten yarışberabere bitmekberabere kalmaberabere kalmakberaberberaber bulunmakberaber çalışanberaber çalışmakberaber düşüp kalkmakberaberaaberaatberaat etmekberaat ettirmekbırakmakbırakmak koyvermekbırakmabırakma alanlarıbırakma bedelibırakma gölgesibırakma kirişibırakbırak allah aşkınabırak allahını seversenbırak artıkbırak konuşsunbırahe