basın sözcüsü ne demek?

  1. (en)Press officer, press agent.

basın

  1. Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat
  2. Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü.
  3. Düşüncelerin yazı veya resim yoluyla yayılması.
  4. Uydurma bir kelime olup "matbuat" yerine kullanılır. Gazete, mecmua gibi belli zamanlarda çıkan matbuatın hepsi.
  5. (en)The fourth estate.
  6. (en)Press.
  7. (en)Newspapers.
  8. (en)Fourth estate.
  9. LeğŸen; kase; yalak; havza, havuz; kara ile çevrili liman, koy

basın ahlak yasası

  1. Basının itibarını ve hürriyetini sağlayan kontrol sistemi.
  2. (en)Press code.

sözcü

  1. Bir kurul, bir topluluk veya kişi adına söz söyleme, onun düşünce ve davranışlarını savunma yetkisi olan kimse
  2. Bir komisyonun verdiği kararların gerekçesini kaleme alıp genel kurul karşısında savunmakla görevlendirilen üye, raportör.
  3. (en)Spokeswoman.
  4. (en)Front.
  5. (en)Vocal proponent.
  6. (en)Voice.
  7. (en)Spokesman.
  8. (en)Announcer.
  9. (en)Rapporteur.
  10. (en)Mouthpiece.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

basınbasın ahlak yasasıbasın ajansıbasın ataşesibasın bildirisibasın bültenibasın dünyasıbasın fotoğrafçısıbasın hürriyetibasın kampanyasıbasıbası yarasıbasıcıbasıcılıkbasıgözetirsözcüsözcüğün ortasına konan eksözcüksözcük boyusözcük çağrışımı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın