dünya ne demek?
- Dış, çevre, ortam
Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş.
H. C. Yalçın - İnançları bir olan ülke veya insanlar topluluğu.
- Meslek veya iş birliği içinde bulunma, camia.
- El gün, herkes.
- Duygu, düşünce ve hayal âlemi
Köprüye kadar kendi dünyaları içinde ne tatlı, ne özlü konuşurlardı.
Y. Z. Ortaç - Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, acun
Dünyanın düzeni, güneşin her gün beklenen saatte doğacağı üstüne kurulmuştur.
N. Cumalı - 1-a. Birbiriyle yasal bağlantısı olan, bir düzenle belirlenmiş tek tek şeylerin ve olayların bütünü. (Ör. öbürdünya-budünya, duyulurdünya-düşünülürdünya, dışdünya-içdünya, görüngülerdünyası - kendinde şeylerdünyası; gelip geçicidünya- idelerdünyası.) b. Aynı yasalara ve aynı düzene bağlı olan nesnelerin, varlıkların oluşturduğu bütün. (Ör. Bitkilerdünyası, hayvanlardünyası vb.) 2- Üzerinde yaşadığımız yeryüzü gezegeni. 3- İnsan varoluşunun içinde yer aldığı çevre. 4- Bilincin bağlılaşık kavramı; bilincin dışında kalan nesnelerin oluşturduğu bütün (nesnelerdünyası).
- yeryüzü
- (Müz: Edna) (Denaet veya dünüvv. den) En yakın, en aşağı.
World.
Planetary.
Terrene.
Earth.
Globe.
Monde.
Terrestrial globe.
Nature.
Vale of tears.
The world.
The earth.
The universe.
Sphere.
Upper world.
Monde
Mundus
dünya ağacı
- İnsanın ve evrenin sürekli olarak yenilenmesiyle ölümsüzlük tasarımına bağlı olan; yeryüzüyle gökyüzü arasında merdiven gibi kullanılan; kökleri yeraltına uzanan, dallarında çocuk ruhlarının eğleştiklerine inanılan efsane ağacı. a. bk. yaşam ağacı.
Tree of world.
Arbre du mond
dünya ahret kardeşim
- Bir kişiye kardeşlik duygusundan başka bir gözle bakılmadığını anlatan bir söz.