büyüt ne demek?
- [büyütmek] make big, enlarge, amplify, magnify, exaggerate, grow, raise, bring up, nourish, dramatize, overstate, soup up, aggrandize, augment, dilate, enhance, expand, foster, glorify, greaten, make the most of, nurture, rear, blow up.
büyüteç
- Cisimleri büyüterek gösteren alet, pertavsız
- Verdiği büyümüş sanal görüntü ile küçük cisimleri incelemeye yarayan yakın odaklı yakınsak mercek.
- Verdiği büyümüş sanal görüntü ile küçük cisimleri incelemeye yarayan yakın odaklı yakınsak mercek.
- Magnifying lens.
- Magnifying glass pertavsız.
- Magnifier.
- Magnifying glass.
- Burning glass.
- Glass.
- Handglass.
büyüteç düğmesi
- Bazı almaçlarda, görüntünün ayrıntılarını daha iyi izleyebilmek için resmin orta bölgesini büyülten düzeni çalıştıran düğme.
- Magnifier knob.
- Vergrösserungsglasknopf
- Commande loupe, touche loupe