bön bön bakmak ne demek?
- Anlamayarak, safça şaşkın şaşkın bakmak.
Söyleyecek söz bulamıyor, bön bön ihtiyar Rum'un yüzüne bakıyordum.
Reşat Nuri Güntekin - Şaşırıp aptallaşmak
- Gawk, gawp.
bön bön bakış
- Vacancy.
bön bön
- Safça, aptal aptal.
bön
- Budala, saf, avanak, ahmak
- Budala, ahmak, saf.
- Naive.
- Silly.
- Stupid.
- Simple.
- Candid.
- Foolish.
- Gullible.
- Iyi, güzel, elverişli, sevecen (Fransızca)
bakmak
- Bakışı bir şey üzerine çevirmek
- Aramak.
- Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak
- Bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda kalması için emek vermek
- Beslemek, geçindirmek.
- Bir iş birinden beklenmek.
- Hastayı muayene etmek.
- Tedavi etmek için ilgilenmek.
- Bk. başvurmak
- Front on to.