azap duymak ne demek?
- Acı çekmek, üzülmek.
Bu şehrin, takdir fukaralarının orta malına dönüşmüş olmasından azap duyuyorum.
-A. Boysan.
acı
- Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı.
- Tadı bu nitelikte olan
- Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap
- Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem
- Koyu (renk)
- Keskin, hoşa gitmeyen, şiddetli
- Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, korkunç
- Kinin ve diğer bazı alkoloitlerle kafein gibi değişik maddelerin, suda seyreltilmiş çözeltilerinin oluşturduğu tat veya bu tadı veren saf veya karışık maddelerin duyusal özelliği.
- Bitter.
- Peppery.
azap ağası
- Azap askerinin en yüksek aşamadaki komutanı.
azap çekmek
- Ahrette ceza görmek.
- 1) eziyet çekmek, üzüntü içinde olmak; 2) ceza görmek.
- To suffer torment.
duymak
- Bilgi almak, öğrenmek, haber almak.
- İşitmek, ses almak
- Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek
- Nesnelere dokunmakla onların sıcaklık, soğukluk, sertlik, ağırlık, hareket vb. fizik durumlarından bilgi edinmek, hissetmek.
- Bir ruh durumu içine girmek
- Sezmek, fark etmek, hissetmek
- Hear.
- Come to know.
- Feel.
- Catch.