aslı faslı yok ne demek?
- Yalan, uydurma. Doğru değil.
Valiye senden bahsettiğimin aslı faslı yok tabii..
R. N. Güntekin
aslı faslı olmamak
- Gerçekliği, doğruluğu bulunmamak. Yalan olmak, uydurmak olmak.
aslı
- Bir şeyin belli başlı kısmı, başlangıç, baş yer, sıhhat.
- Esasen, zaten, başlıca, en ziyade, hakikaten.
- Osmanlıca'da yazılışı: aslî.
- Hakiki, esaslı, halis, safi.
- Soy, sop, nesep.
- Asıl, tek, dip, kütük, temel, esas, kaide, kural, hakikat.
- Aslı ile Kerem sevda hikayesindeki kız.
- Kök, köken.
- Temelli, köklü.
- Asla aid ve müteallik.
faslı
- Fas halkından olan kimse.
- Moroccan.
yok
- Bulunmayan, mevcut olmayan (nesne, kimse vb.), var karşıtı.
- Yasaklanmış olan şey, yasak.
- Olmayan, bulunmayan şey.
- "Hayır" anlamında kullanılan bir söz.
- Birbirine karşıt iki cümleden, ikincisinin başına getirilen bir söz.
- Birinin söylediği sözlerden genelde kuşkulanıldığında veya sözler hafifsendiğinde kullanılan bir söz
- Savunulan bir düşünceyi doğrulayan sözün başına getirilir.
- Keenlemyekün.
- Nitelikleri bakımından başkalarıyla karşılaştırıldığında eksiği olmayan, denk olan.
- Absent.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
aslı faslı olmamakaslıaslı adedaslı akrabalaraslı astarıaslı astarı olmamakaslı bir olanaslı çıkmakaslı enmüzeçleraslı kaynakaslasl ü esasaslaaslabasladfaslıfaslı baharfaslı gülfaslı hariffaslı hazanfaslı hitabfaslı şitafaslı zamanın sahifei selasefaslı zamanın sahifei selasesifaslfasl etmefasl ı mudhikfaslafasla faslafasfas çekirgesifas dirhemifas santimifas tekerleği