alabildiğine açmak ne demek?
- Spread
spread
- Yaymak, sermek, açmak
- Uzatmak, döşemek, iki yana açmak, ayırmak, bulaştırmak, uzanmak, göz alabildiğine uzanmak, açılmak, sürülmek
- Alabildiğine açmak
- Dağıtmak, saçmak, neşretmek
- Sirayet ettirmek, bulaştırmak
- Ayırmak
- Üzerine sermek, kaplamak
- Sürmek
- Kurmak (sofra)
- Yayılmak, serilmek
alabildiğine açılmış
- Widespread.
alabildiğine koşmak
- Tüm gücüyle koşmak.
- Go flat out.
açmak
- Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
- Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak
- Engeli kaldırmak.
- Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak
- Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak.
- Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak.
- Çevresini genişletmek.
- Birbirinden uzaklaştırmak.
- Almacı çalıştırmak için düğmeye basmak ya da düğmeyi çevirmek.
- Offer.