alabildiğine ne demek?
- Sınırsız, uçsuz bucaksız bir biçimde
Bir tarafı alabildiğine deniz, bir tarafı alabildiğine boş çöl.
F. R. Atay - Olanca hızı ile.
- Aşırı derecede, gereğinden çok.
Kaldığı kliniğin başhekiminden gelen mektuplarda yazılanlara bakılırsa etrafında olup bitenlere karşı alabildiğine kayıtsızdı.
Elif Şafak - To the brim.
- Hammer and tongs.
- Supremely.
- Wildly.
alabildiğine açılmış
- Widespread.
alabildiğine açmak
- Spread