alışverişe gitmek ister misiniz ne demek?
Would you like to go shopping.
alışverişe çıkmak
- Alım satım işi için çarşıya gitmek.
Go shopping, shop, do shopping.
alışveriş
- Alım satım işi, muamele.
- İlişki, münasebet
- Aksata.
- Genellikle satın almak anlamında kullanılan, alıp satma işlemi, pazar, iş.
Shopping.
Buying and selling.
Trading.
Deal.
Connection.
Dealing.
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
Take one's way.
Go away.
ister
- Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum.
- Cümledeki görevleri aynı olan kelimelerin ayrı ayrı her birinin başına getirilerek herhangi birinin onanmasında sakınca olmadığını anlatan bir söz.
- Îcâb (karş. önerme, öneri).
Either.
Requirement.
Necessity.
Whether.
Need.
Demand.
Or not.