aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz ne demek?
- Eksik araçlarla temiz iş yapılmaz.
- Eksik aletle sağlıklı iş yapılmaz.
aksak
- Düzensiz
- Aksayan, hafifçe topallayan.
- İyi gitmeyen, iyi işlemeyen.
- Eski Yunan ve Latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize.
- Türk müziğinde oldukça kıvrak bir usul.
- Topal.
- Lame.
- Limping.
- Lopsided.
- Interrupted.
aksak adım
- Dansçının beşinci duruşla başlayıp bir bacağını kaydırarak kırk beş derecelik bir açıyla kaldırması ve öbür ayağını, kaldırdığı havadaki ayağına çarptırması.
- Brisé.
- Brisé
yüksek
- Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan
- Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan
- Güçlü, etkili, şiddetli.
- Derece veya makamı bakımından üstün.
- Normal değerlerin üstünde olan, çok
- Erdemli, faziletli.
- Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan.
- Yukarıda, üst tarafta olan yer
- Elevated.
- Exalted.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
aksakaksak adımaksak döğüşüaksak rekabetaksak rekabet piyasasıaksakalaksakal ötleğenaksaklığa dayanıklıaksaklığa dayanıklı DDSaksaklığa dayanıklı sürücüaksaaksa yı şarkaksabaksadaksadeeşeklenmekeşekleşmeeşekleşmekeşeklikeşeklik etmekeşekeşek arısıeşek at olmaz, ciğer et olmazeşek aygırıeşek baklasıeşebbeşecikeşeddeşeddi ihtiyaçeşeddi mücazat