aksad ne demek?
- Kırık şey.
kırık
- Kırılmış olan
- Melez.
- Tam nota göre düşük olan (not).
- Kırılmış bir şeyden ayrılan parça.
- Kemiğin bir etki ile kırılması.
- Bir şeyin kırılan yeri.
- Kırıntı.
- Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul.
- Kadının veya erkeğin yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek veya kadın.
- Fay.
aksade
- Bir kadın giysisi. (Çaltı *Gelendost -Isparta)
aksa
- en uzak. en son. kusvâ. nihayet. ırak
- En uzak. En son. Kusva. Nihayet. Irak.
- Boynuzu arka tarafına kaymış olan koyun.
- İş yapımında ortaya çıkan engel, arıza.
- Most distant.
- Hitch, difficulty.