akıcı ne demek?
- Akma özelliği olan.
- Kolay anlaşılabilen, okunabilen, anlamca açık (anlatım), selis
Yurdumuzda yirmi yıl kaldığı için akıcı bir Türkçesi var.
H. TanerÇevirilerinde kullandığı güzel, akıcı dil başarıyordu bunu.
A. Ağaoğlu - Kesintisiz.
- Seyyal
- Kolay akan, akıp giden (sıvı)
Şimdi billûr gibi pırıldayan akıcı sular yarın erimiş bir kurşun gibi bulanıp ağırlaşacak.
R. H. Karay Fluid.
Liquid.
Fluent.
Smooth.
Diffluent.
Facile.
Fastmoving.
Flowing.
Mellifluous.
Runny.
Speaking.
Torrential.
Voluble.
Fluently.
Continuous current.
akma
- Akmak işi.
- Reçine, çam sakızı, akındırık.
- Düşük karbonlu çeliklerde görülen ye esneklik sınırına erişildiğinde birden beliren uzama olayı.
Flowing.
Discharge.
Effluence.
Efflux.
Effusion.
Expulsion.
Flux.
akıcı anlatım
Fluency.
akıcı biçimde
Fluently.