akma ne demek?
- Akmak işi.
- Reçine, çam sakızı, akındırık.
- Düşük karbonlu çeliklerde görülen ye esneklik sınırına erişildiğinde birden beliren uzama olayı.
Flowing.
Discharge.
Effluence.
Efflux.
Effusion.
Expulsion.
Flux.
Pour.
Flow.
Runoff.
Creep.
Shooting star.
Leakage.
Streamline.
Influx.
Seepage.
Glide.
Gliding flux.
Fall.
Yielding.
Resin.
Fliess
Fluage
akmak
- Zaman çabuk geçmek.
- Karışmak, katılmak.
- Çabucak savuşmak, ortadan kaybolmak.
- Süzülmek, kaymak, kayarak geçmek
- Dolaşmak, cevelan etmek
- Dağılmak, yayılmak, birbirine karışmak
- Devam etmek, geçmek, intikal etmek
- Meyletmek
- Akın etmek, hücum etmek
- Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek
akma çelik
Ingot of steel.
akma dayancı
- Akma noktasındaki dayanç.
Yield strength.