akıcı ingilizce konuşmak ne demek?
- Speak fluent english.
speak
- Ses çıkarmak, söz söylemek
- Konuşma yapmak, söylemek, haberleşmek
- Göstermek (özellik)
- Konuşmak
- (spoke, eski spake: spoken) konuşmak, söz söylemek, konuşma yapmak, nutuk söylemek
- Bahsetmek, bahsini etmek, belirtmek, ifade etmek
- Ses vermek, çalmak
- Işaretle konuşmak (gemiler arası)
akıcı
- Kolay akan, akıp giden (sıvı)
- Akma özelliği olan.
- Kolay anlaşılabilen, okunabilen, anlamca açık (anlatım), selis
- Kesintisiz.
- Seyyal
- Fluid.
- Liquid.
- Fluent.
- Smooth.
- Diffluent.
akıcı anlatım
- Fluency.
ingilizce
- Hint-Avrupa dil ailesinden, İngiltere'de, biraz farklı biçimiyle Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya ve İngiliz uygarlığını benimsemiş olan ülkelerde kullanılan dil, İngiliz İngilizcesi.
- Bu dile özgü olan.
- English.
- In english.
- The English language.
konuşmak
- Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak.
- Belli bir konudan söz etmek
- Bir konuda karşılıklı söz etmek, sohbet etmek
- Söylev vermek, konuşma yapmak.
- Konuşma dili olarak kullanmak.
- Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak.
- İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek.
- Flört etmek.
- Speak to.
- Confab.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
akıcıakıcı anlatımakıcı biçimdeakıcı bir dille yazmakakıcı bir tarzlaakıcı bir yazı dili olmakakıcı konuşanakıcı maddeakıcı olmakakıcı olmayanakıakı ak karası karaakı ile çıkmakakı karası geçitte belli olurakı yoğunluğuingilizceingilizce bilgisiingilizce bölümüingilizce deyimingilizce dil bilimcisiingilizce gazete verin lütfeningilizce gazeteniz var mıingilizce ispanyolca sözlük arıyorum.ingilizce kitaplarınız var mıingilizce konuşabilir misinizingilizingiliz açkısıingiliz adalariingiliz aleyhtarıingiliz alfabesinin ikinci harfi