ahenk vermek ne demek?

  1. Düzeni, uyumu sağlamak: “Türk diline en asil ahengini veren sanatkârı düşüneceğiz.” -O. S. Orhon.
  2. (en)Tone.

ahenk vurgusu

  1. Ahenk durağı ile birbirinden ayrılmış kelime öbeklerinde, çok kez vurgulu hece üzerine düşen ve anlamı güçlendirmek üzere onun şiddetini artıran vurgu: Ey Türk Gençliği/ Birinci vazifen/ Türk istiklâlini/ Türk Cumhuriyetini/ ilelebet muhafaza/ ve müdafaa etmektir./ Mevcudiyetinin/ ve istikbalinin/ yegâne temeli/ budur./ Bu temel/ senin/ en kıymetli hazinendir. (M.K. Atatürk, Nutuk, s. 607). || Dur yolcu/ Bilmeden gelip bastığın || Bu toprak/ bir devrin/ battığı yerdir. || Eğil de kulak ver/ bu sessiz yığın || Bir vatan kalbinin/ attığı yerdir. (N.H. Onan, Çakıl Taşları, Ant., s. 921) vb.
  2. (en)Accentuation.
  3. (fr)Accent rytmique

ahenk almak

  1. Uyumlu duruma gelmek.

vermek

  1. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
  2. Bırakmak veya bağışlamak
  3. Ondan bilmek, atfetmek
  4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
  5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
  6. Herhangi bir duruma yol açmak
  7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
  8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
  9. Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
  10. (en)Bring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ahenk vurgusuahenk almakahenk durağıahenk ilmiahenk kaidesiahenk kurmakahenkahenk öbeğiahenk saglaahenk sağlaahenk sağlamakahenahenaşiyanahenbeahencanahendestvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın