ahenk vermek ne demek?
- Düzeni, uyumu sağlamak: Türk diline en asil ahengini veren sanatkârı düşüneceğiz. -O. S. Orhon.
- Tone.
ahenk vurgusu
- Ahenk durağı ile birbirinden ayrılmış kelime öbeklerinde, çok kez vurgulu hece üzerine düşen ve anlamı güçlendirmek üzere onun şiddetini artıran vurgu: Ey Türk Gençliği/ Birinci vazifen/ Türk istiklâlini/ Türk Cumhuriyetini/ ilelebet muhafaza/ ve müdafaa etmektir./ Mevcudiyetinin/ ve istikbalinin/ yegâne temeli/ budur./ Bu temel/ senin/ en kıymetli hazinendir. (M.K. Atatürk, Nutuk, s. 607). || Dur yolcu/ Bilmeden gelip bastığın || Bu toprak/ bir devrin/ battığı yerdir. || Eğil de kulak ver/ bu sessiz yığın || Bir vatan kalbinin/ attığı yerdir. (N.H. Onan, Çakıl Taşları, Ant., s. 921) vb.
- Accentuation.
- Accent rytmique
ahenk almak
- Uyumlu duruma gelmek.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ahenk vurgusuahenk almakahenk durağıahenk ilmiahenk kaidesiahenk kurmakahenkahenk öbeğiahenk saglaahenk sağlaahenk sağlamakahenahenaşiyanahenbeahencanahendestvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious