ahenk ne demek?
Kökeni: Arapça
- Uyum
Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı.
M. C. Kuntay - Temel ses ile bir arada tınladığında uyum sağlayabilen, armonik ya da inarmonik olabilen ses ve bu sesin temel ses ile beraber tınlaması.
- Uyuşma, anlaşma, uzlaşma
Biz bu işin içine girmeyelim. Ahengi bozarız.
H. Taner - Çalgılı eğlence, saz takımınca icra edilen beste.
- Çalgılı eğlence
Bütün komşular o gece gürültüden, ahenkten uyuyamamışlar.
Y. K. Karaosmanoğlu - Sesler arasında uygunluk, düzen, makam.
- Renkler arasında uygunluk.
- Kasıt, niyet.
- Bk. ezgi
Tamtamların yeni ahengiyle raks başladı.
N. Hikmet - Uygun, uyum düzen, armoni.
- Düzgün tarz ve gidiş.
- Seslerin arasındaki uygunluk.
- Bk. Uyum.
Harmony.
Unison.
Harmony uyum.
Accord.
Agreement.
Concord.
Drinking bout.
Rhythm.
Concinnity.
Accordance.
Chime.
Concordance.
Congruence.
Consistency.
Consonance.
Music.
Rapport.
Tune.
Low pitch.
Overtone.
uyum
- Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk, ahenk
- Bir cismin görüntüsünü tam ağ tabaka üzerine düşürebilmek için göz merceğinin dışbükeylik derecesini çoğaltıp azaltması olayı, mutabakat.
- Bir kelimede ünlülerin veya ünsüzlerin birbirlerini ünlü ve ünsüz uyumlarına bağlı olarak etkilemeleri, benzeşmeleri: ev-lilik, ara-larında; okul-umuz, okul-ları; sınıf-tan; açık-ça vb.
- Belirli bir uzaklıktaki bir nesneye bakmak için gözde (genellikle) kendiliğinden olan değişme.
- Herhangi bir canlının değişen çevre koşullarına kendini uyarlaması, adaptasyon, alışma, uyma.
Adaptation.
Congruity.
Unison.
Harmony.
Concordance.
ezgi
- Belli bir kurallara göre düzenlenmiş, kulağa hoş gelen ses dizisi, haz, nağme, melodi.
- Bir müzik parçasında baştan sona kadar belirli yerlerde tekrarlanan ses dizisi.
- Kulağa hoş gelen ses veya söz dizisi.
- Gidiş, yol, tarz, tempo.
- Üzüntü, sıkıntı.
- Beste.
- Söylemede sese verilen özel titrem.
- Belli bir kurala göre oluşturulan ve kulakta haz uyandıran ses dizisi, nağme.
- Makamla söylenen manzum söz.
Tune.
ahenk almak
- Uyumlu duruma gelmek.
ahenk durağı
- Anlatımı etkili kılmak için, söz arasında, anlamın gerektirdiği durak: Ey / Türk gençliği! / Birinci vazifen / Türk istiklâlini / Türk cumhuriyetini / ilelebet / muhafaza / ve müdafaa etmektir; Düşman geldi / bölük bölük / dizildi / Alnımıza / kara yazı / yazıldı / Tüfek icat oldu / mertlik bozuldu / Eğri kılıç kında / paslanmalıdır örneklerinde olduğu gibi.
Rhytmic pause.
Pause rythmique