afal afal ne demek?
- Şaşkın bir biçimde.
Muntazırın büyüyen gözleri afal afal bakınıp etrafını araştırıyorken...
H. R. Gürpınar - Şaşkın şaşkın, bön bön.
şaşkın
- Düşünceleri dağılmış, karışmış, ne yapacağını bilemez duruma gelmiş.
- Akılsız, sersem, budala.
Puzzled.
Confused.
Twisted.
Bewildered.
Taken aback.
Addled.
Puzzle-headed.
Addle-brained.
afal
- Şaşkın, dağınık, ne yapacağını bilmez
- Aptal, sersem, şaşkın.
afala
- Yüz iki yüz kilo ağırlığındaki yunusbalığı
afal
- Şaşkın, dağınık, ne yapacağını bilmez
- Aptal, sersem, şaşkın.