şaşkın ne demek?
- Düşünceleri dağılmış, karışmış, ne yapacağını bilemez duruma gelmiş.
Şaşkınım, çenem, dudaklarım, dilim sanki artık beni dinlemiyorlar.
A. Ümit - Akılsız, sersem, budala.
- Puzzled.
- Confused.
- Twisted.
- Bewildered.
- Taken aback.
- Addled.
- Puzzle-headed.
- Addle-brained.
- Addle-headed.
- Dizzy.
- Bemused.
- Wondering.
- All abroad.
- Addle-pated.
- Bepuzzle.
- Dumbfounded.
- At an end.
- Gaping.
- Open-eyed.
- Pixilated.
- Sheepish.
- Slaphappy.
- Thunders.
- Flabbergasted.
- Nonplussed.
- Thunderstruck.
- Woozy.
- Blank.
- Stupid.
- Daft.
- Dense.
- At a loss what to do.
- Hot under the collar.
- Silly.
- Stunned.
şaşkın asalak
- Konakçı seçiminde şaşıran asalak. Kasaplık hayvanlarda görülmesi gerekirken insanda rastlanan bir büyük karaciğer kelebeği,şaşkın asalaktır.
- Irrschmarotzer
- Parasite égaré
şaşkın misafir, ev sahibini ağırlar
- Başkalarının görev ve yetkilerine karışmak ahmaklıktır.