ağırdan almak ne demek?
- Bir işi gereken süre içinde bitirmemek, geciktirmek
Görüyorsunuz ki bu soyadı konusunda benim ağırdan alışım, bir tembellik değil.
M. Ş. Esendal - Bir işi gönülsüz, isteksiz yapmak
Ama üstüme düşüldü mü bende bir gönül tokluğu, bir nazlanma, bir ağırdan alış.
H. Taner Rest on one's oars.
ağırdan alma
Reluctance, dilatoriness, procrastination.
ağırdan alma politikası
Fabian tactics.
almak
- Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak
- Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak.
- Birlikte götürmek.
- Satın almak
- Ele geçirmek, fethetmek
- İçine sığmak.
- Kabul etmek.
- Kendine ulaştırılmak, iletilmek.
- Bk. çevirmek
Take.