şom ağız ne demek?
- Evil tongue.
evil
- Fenalık
- Kötülük
- Bela, dert, zarar
- Günah
- Musibet, uğursuzluk
- Şer, fenalık, kötülük
- Günahkar, fena, kötü, kem
- Keder verici
şom ağızlı
- Sürekli kötü şeylerden söz eden ve sözlerinin uğursuzluk getireceğinden korkulan (kimse)
- Sb who is regarded as a bringer of bad luck because he always predicts the.
- Prophet of evil.
şom ağızlı kimse
- Croak, croaker.
ağız
- Çıkış yeri
- Uç, kenar
- Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine ya da sınıflara özgü olan konuşma dili
- Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü.
- Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk.
- Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü.
- Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı
- Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap.
- Koy, körfez, liman, yol vb. yerlerin açık yanı.
- Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak.