şikayet etmek ne demek?
- Sızlanmak
Bir dakika önce oğlundan şikâyet ederken şimdi döndü, methetmeye başladı.
M. Ş. Esendal - Birinin yaptığı yanlış bir iş veya davranışı daha üst makamdakine bildirmek
Belli bir şey, Behram edepsizi şikâyet etmiş olmalıydı.
K. Tahir - Memnun olmamak.
- Complain, delate, inform against, bemoan, take action, belly, squawk, bitch [sl.].
- Complain.
- Crab.
- Grouch.
- Grumble.
- Remonstrate.
- Report.
- Sneak.
sızlanmak
- Kendine yapılan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallum etmek
- Bemoan.
- Gripe.
- Grizzle.
- Grunt.
- Kick.
- Squeal.
- Bleat.
- Moan.
- Wail.
şikayet etmeme
- Uncomplainingness.
şikayet etmeyen
- Uncomplaining.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.