sızlanmak ne demek?
- Kendine yapılan bir haksızlığı, kendisini tedirgin eden bir durumu, çare bulması veya sadece sıkıntısına ortak olması için karşısındakine anlatmak, yakınmak, şikâyet etmek, şekva etmek, tazallum etmek
Geldiği saatten beri, bana biraz kuru hurma bulun, diye sızlanıyormuş.
Y. K. Karaosmanoğlu - Bemoan.
- Gripe.
- Grizzle.
- Grunt.
- Kick.
- Squeal.
- Bleat.
- Moan.
- Wail.
- Yammer.
- To bemoan.
- To whimper.
- To complain.
- To grouch.
- To gripe.
- Bellyache.
- Bitch.
- Fuss.
- Grouse.
- Nark.
- Be on at.
- Sound off.
- Take on.
- Complain.
- Whine.
- Whimper.
- Groan.
- Beef.
- Belly.
sızlanma
- Sızlanmak işi, yakınmak, şikâyet, şekva, tazallum
- Complaining.
- Jeremiad.
- Moan.
- Whimper.
sızlanmamak
- (neg. form of sızlanmak) complain, whine, whimper, groan, beef, belly, bemoan, gripe, grizzle, grunt, kick, squeal.