şikayet getirmek ne demek?
- Sızlanmak, yakınmak.
şikayet
- Yakıntı.
- Ka'be sakalığı, mekke'de hacılara zemzem dağıtma işi.
- Hoşnutsuzluk belirten söz veya yazı, sızlanma, sızıltı, yakınma.
- Yakınma, yakını. ~ etmek: yakınmak.
- Bk. yakınma
- Birine içecek su verme vazifesi.
- Beef, complaint, grievance, delation, plaint, remonstrance, squawk, information.
- Beef.
- Bellyache.
- Grievance.
şikayet eden
- Whining.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
- Bring.
- Bring along.