şahadette bulunmak ne demek?
- Tanıklık etmek.
tanıklık
- Tanık olma durumu veya tanığın yaptığı iş, şahitlik.
- Bir olayla ilgili bilgi ve görgülerin yargıca ya da yetkili soruşturmacıya bildirilmesi.
Evidence.
Testimony.
Witness.
Evidence şahitlik.
Testimonial proof.
Witnessing.
Act of witness.
Témoignage
şahadet
- Bk. görgü tanıklığı
- Bk. tanıklık
- Tanıklık. şahıs: kişi. şâhid: tanık.
- 1. şahitlik etme, şahitlik, tanıklık, kelime-i şehadet. 2. açık, belirti. 3. şehit olma, şehidlik.
Attesting.
Witnessing.
Testifying.
Attestation.
şahadet etmek
- Herhangi bir konuda bildiği, gördüğü şeyleri söylemek.
bulunmak
- Bulma işine konu olmak.
- Herhangi bir durumda olmak
- Bir yerde olmak
Exist.
Stand.
Be present.
Be situated.
Have.
Present oneself.
Reside.