önüne çıkmak ne demek?
- 1) rastlaşmak, karşılaşmak, karşısına çıkmak: Neden hiçbir korsan filosu önümüze çıkamadı? -F. F. Tülbentçi. 2) mec. ilk defa görmek, yüz yüze gelmek: Kim olursa olsun önüme çıkanla yeniden evleneceğim. -S. F. Abasıyanık. 3) yolunu kesmek için birdenbire karşı durmak: Kasabaya kömür indiren dağ köylülerinin önlerine çıkıp yol kesen haydutlar. -M. Ş. Esendal.
önüne arkasına bakmadan
- Iyi hesap etmeden, düşüncesizce.
önüne bak
- Watch where you're going.
- Care: have a care!, mind your step!.
çıkmak
- İçeriden dışarıya varmak, gitmek
- Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek
- Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak
- Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek
- Süresi dolduğunda ayrılmak.
- Yapılmak, yürümek.
- Yetişecek ölçüde olmak.
- Eksilmek.
- Exit.
- Point.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
önüne arkasına bakmadanönüne bakönüne bakmadanönüne bakmadan yürümekönüne bakmadan yürüyen kimseönüne bakmakönüne bakmayan kimseönüne bir kemik atmakönüne dikilmekönüne eklemekönündeönünde ardında gidilmezönünde diz çökmekönünde eğilmeönünde gitmekçıkmakçıkmakbeyçıkmaklıkçıkmaçıkma desteğiçıkma durumuçıkma durumu ekiçıkma grubuçıkçık dışarıçıkacakçıkacak olançıkaççıbançıban ağırşağıçıban başıçıban işlemekçıban var